Bu kitap çok ses getirecek!

Exuser Danışman Yavuz Tufan Koçak’ın, uyuşturucunun pençesine düşmüş gençlerin ailelerine bir nevi rehber olacak kitabı ‘Başka Bir Dünya Mümkün’ çıktı.

12 yıldır madde kullanmayan ve son iki yılını gece gündüz başkanlığını yaptığı AYBUDER’de (Ayık Yaşamda Buluşalım Derneği) bağımlılarla geçiren Koçak’ın Başka Yerler Yayınları tarafından yayımlanan kitabı, şiirsel bir metinle başlıyor; ardından, kitabın sayfalarını çeviren okuyucular, Koçak’ın özyaşamöyküsüyle karşılaşıyor.

Kitapta sadece Koçak’ın çocukluğu, ilk gençliği, maddeyle kurduğu ilişki, sonraki yıllarda danışmanlık eğitimi alıp her yaştan bağımlıya danışmanlık yapmaya başlaması bulunmuyor; aynı zamanda, dünya ve Türkiye’deki uyuşturucu ve bonzai gerçeğinin ilaç sanayi, hastaneler ve sistemle olan ilişkisi de canlı örneklerle anlatılırken, çözüm önerileri de sunuluyor.

Dernekteki gençlerin yaşamöykülerinden kesitlerin verildiği 'Denizyıldızlarının hikâyeleri' adında CD hediyeli olarak satışa sunulan ‘Başka Bir Dünya Mümkün’, tüm kitabevleri ve internet satış noktalarında...

39 Numaralı Yolcu

DİLEK KADIOĞLU’NUN ŞİİR KİTABI ÇIKIYOR:

‘39 NUMARALI YOLCU’

Dilek Kadıoğlu’nun aşk şiirlerinden oluşan 39 Numaralı Yolcu isimli ilk kitabı Ağustos ayında şiirseverlerle buluşacak. Genç şair Kadıoğlu’nun bugüne dek yazdığı şiirlerden titizlikle oluşturduğu seçkide, duygusal iniş çıkışlar, özlemler, ayrılıklar, düş kırıklıkları gibi sayısız imgeyle karşılaşacak okuyucular.

Replika Yayıncılık’tan çıkacak olan 39 Numaralı Yolcu’da ‘yolculuğun’ merkezine ‘arayış’ı koyan şair, kitap yazma serüvenini şöyle gerekçelendiriyor: “Gidene yazdım, aslında hiç gelmeyene. Bir gün gelir sandım. Yağmur yağıyordu, anladım.”

Daha önce kimi şiirleri seslendirilmiş, kimi şiirleri ise Türk Sanat Müziği sanatçıları tarafından bestelenmiş Kadıoğlu’nun romantik kitabı 39 Numaralı Yolcu, Ağustos 2014’te tüm kitabevleri ve internet satış noktalarında sizleri bekliyor olacak.

90'ları hatırlamak için 170 neden!

SİNEMA KİTAPLARI YAZARI RIZA OYLUM’DAN

EĞLENCELİ BİR KİTAP: ‘90’LAR’

Daha önce Rus, Uzakdoğu, Alman sineması gibi kitaplarıyla bilinen Rıza Oylum, bu kez okuyucu karşısına ‘90’lar’ ile çıkıyor.

90’lı yılları 170 başlık altında topladığı kitabında yazar, keyifli üslubuyla, dönemin en belirgin ve yaşamımızı şekillendiren parçalarını anlatıyor.

Atari salonları, 900’lü hatlar, Taso’lar, Tetris’ler, Zeyna’lar, Meybuz’lar, Medyum Memiş’ler, Metin-Ali-Feyyaz’lar, jiletli konserler, mahalle maçları, anı defterleri gibi çok sayıdaki başlıkta; kültürel yaşamımızda iz bırakmış onlarca konuyu okurken, hem hüzünlenecek, hem de çok eğleneceksiniz.

Dönemin popçuları, futbolcuları, televizyon programları...

Replikleri, siyasetçileri, sokak oyunları...

Dizileri, kıyafetleri, alışkanlıkları...

Hepsi ve daha fazlasını görmek istiyorsanız; size ‘90’lar’ diyoruz.

Orhan Yapıcı'dan 'Pul Masalı'

ORHAN YAPICI’DAN BİR SOKAK MASALI:

‘PUL MASALI’

Üvey annesi ve kardeşlerinden şiddet gördüğü için sekiz yaşında evinden kaçarak Elbistan’dan İstanbul’a gelen; bir süre sokak çocuğu olarak yaşayıp on yaşında Florya Çocuk ve Gençlik Merkezi’nde şiir yazmaya başlayan Orhan Yapıcı’dan bir ilk kitap: ‘Pul Masalı’.

Umut Çocukları Derneği’nin ‘Sokak Kedisi’ dergisi çalışmalarına da katılan; halen Tarlabaşı Dayanışma Mutfağı’nın gönüllü üyelerinden biri olan genç şairin kendi yaşamından izler taşıyan ve gerçekte bir şiir masalına dönüşen ‘Pul Masalı’, öyle sanıyoruz ki farklı dize kurgusu ve şaşırtıcı imgeleriyle bütün şiirseverlerin dikkatini çekecek.

Belki masal da sokaktır, şiir de... Kim bilebilir?

...

Uzaklaştım severken insanları hatta bazen ağladım da

Kaçabildiği kadar kaçan kaplumbağaydım zamanında

...

Sıradışı Bir Şiir Kitabı: ‘Annem Derdi ki’

Sinema yönetmeni ve senaryo yazarı Gülten Ağrıtmış’tan bir ilk kitap: Annem Derdi ki.

Başka Yerler Yayınları tarafından yayımlanan Annem Derdi ki’de Gülten Ağrıtmış, geleneksel şiir anlayışından farklı olarak, alışılmışın dışında kullandığı şiir diliyle okuyucunun dikkatini çekecek gibi görünüyor.

Sayısız kısa film festivaline deneysel filmleriyle katılıp senaryodan kurmacaya ödülleri bulunan; fotoğrafçılık ve karikatür dallarında da ulusal ve uluslararası ödüllere imza atan Ağrıtmış, Ömer Seyfettin Öykü Yarışması’nda da ‘Özel Öykü Ödülü’ sahibidir.

Son olarak, geçtiğimiz yıl “Tak Tak” isimli şiiriyle Nâzım Hikmet 50. Yıl Şiir Mansiyon Ödülü’nü de alan şair, öğretim görevliliğinin yanı sıra, fotoğraf öğretmenliği de yapmaktadır.

Şiirlerinde biçimsel düzlemde sinematografik bir yapı oluşturan Ağrıtmış’ın ilk şiir kitabı Annem Derdi ki’yi, farklılık ve sıradışılık arayan bütün okuyucuların beğenisine sunuyoruz.

Trajik bir aşkın hikâyesi...

Garipliklerle dolu bir Leyla & Mecnun hikâyesi: 'Garabet'

1990 doğumlu genç yazar Harun Kanar, ilk romanı Garabet’le okuyucu karşısına çıkıyor.

Başka Yerler Yayınları etiketiyle yayımlanan romanda, genç yazar, süssüz ve gösterişsiz cümleleriyle bugünün dünyasında geçen bir Leyla & Mecnun hikâyesi anlatıyor bizlere.

Roman; yaşanmış hikâyelerin ardından sürüklenen İstanbullu bir yazarın, Torosların eteğine kurulmuş bir köyde mütevazı bir yaşam süren bir başka yazarla internette tanışması ve onu ziyaret etmesiyle başlıyor.

Soğuk bir kış günü İstanbul’dan çıkıp internette tanıştığı yazarın evine konuk olan kahramanımız, hiç tanımadığı bir dünyada geçen sancılı bir aşka ve garipliklerle dolu birtakım olaylara tanık olacaktır.

Leyla bildiğimiz Leyla, Mecnun bildiğimiz Mecnun değildir çünkü...

Leyla, genç ve çirkin bir kadındır örneğin; gönülçelen bir üniversite öğrencisi... Baştan çıkardığı Mecnun ise saf, dürüst ve idealist bir Anadolu genci...

Garipliklerle dolu bir dünyada, garipliklerle dolu hüzünlü bir hikâye...

Ve büyük bir yazarın, basit bir kadına duyduğu tutkulu aşk...

Harun Kanar’ın yalın, ustalıklı anlatımıyla modern insana ilişkin çarpıcı bir ilk roman...

Nükhet Eren kitaplarını imzalıyor

"İSTANBUL SONATI" VE "MAYIS FALI" İMZA GÜNÜ

Yazar Nükhet Eren 2010 yılında yayımladığı ilk öykü kitabı Saflık Örtüsü’nden üç yıl sonra bu kez iki yeni kitapla çıkıyor okuyucu karşısına. Geçtiğimiz ay Replika Yayıncılık’tan yayımlanan ve yazınsal serüvenine farklı edebi türlerle devam eden Eren’in ilk romanı İstanbul Sonatı çok katmanlı yapısıyla; ilk şiir kitabı Mayıs Falı ise tematik zenginliğiyle dikkat çekiyor.

POSTMODERN BİR ANLATI: "İSTANBUL SONATI"

Umberto Eco’nun ‘kapalı’ diye tabir edilen metinlerin, sanılanın aksine gerçekte ‘açık metinler’ olduğunu vurgulaması gibi, İstanbul Sonatı’nda da benzer bir durumla karşılaşacak okuyucular. Çünkü romanın anakarakteri Hüma’nın yaşadıklarını, “zaman-mekân birliği” olmadan, metinlerarası göndermeleri ve olay örgüsünün döngüsel akışıyla okurken, parçaları birleştirmek de onlara düşecek. İstanbul’un sokakları ve kentin tarihi dokusunu Hüma’yla birlikte adım adım gezerlerken, dışarıdan bakan bir ‘göz’ de roman boyunca kendilerine eşlik edecek.

Beş bölümden oluşan İstanbul Sonatı “Göz”le başlıyor ve “Yel değirmeni”, “Hüsn ü Aşk”, “Koreyçer Sonat” ve “Boğaziçi” bölümleriyle tamamlanıyor.

Eşinden ayrı yaşayan, modern bir kadın olan Hüma’nın, geleneksel yapı karşısındaki hayal kırıklıkları, umutları ve aşklarını, bir ‘İstanbul sonatı’nı dinler gibi büyük bir keyifle okuyacaksınız.

SIRADIŞI ŞİİRLER: "MAYIS FALI"

Yazar Nükhet Eren’in İstanbul Sonatı’yla aynı anda yayımlanan bir diğer kitabı ise şiirlerinden oluşuyor. Mayıs Falı yazarın ilk şiir kitabı ve üç bölüme ayrılmış: “Kutsal Kâse”, “Sarı Hikâye” ve “Mayıs Falı”...

Günümüz şiir anlayışından oldukça farklı bir yapıya sahip Mayıs Falı’ndaki şiirler. Nükhet Eren’in dize kurgusu, söyleyiş biçimi o kadar farklı ki, alışılagelen şiirlerin çok dışında duruyor. Bu da Eren’i, şiir dünyasında apayrı bir yere taşıyor.

Mayıs Falı’ndaki şiirlerin biçimsel yapısı, konu ve tema zenginliği, onu şimdiden, okunması gereken başucu kitaplarımız arasına sokacak gibi görünüyor.