Replika Yayıncılık: Gölge

10 Temmuz 2013 Çarşamba

Gölge

GÖLGE / HÜSEYİN BUL

“Teneke yüzlü çocukların” bilinçaltını bilinçle, ironiyle baskılamak istiyor Hüseyin Bul, öykülerinde korkularını böylece savuşturmak isteyen bir yazar çıkıyor ortaya. İster kentte olsun, ister köyde, bunu bireysel düzlemde bırakmıyor; kaygılarının, o heyulanın -sokakların sessizliği bile olabilir bu- her an militarist bir güç olarak ete kemiğe bürüneceğini düşünüyor.

Denebilir ki “ortak bilinç dışımızı” okuyor ve yazıyor. Bu imgeyle bu okumanın tarihimize tanıklık etmesi gerek ve Gölge’ye okur yoldaşlığı...

Hayri K. YETİK

Ben oldum olası “sorunları yaşayanlar anlatmalı” derim. O zaman yaşanmışlığın buruk tadı, değişimin kitlesel gücü daha bilinesi oluyor.

“İçindeki kötü çocuğu öldürmeye yönelenler, içlerinde zorla kötü bir çocuk oluşturulanlar ve ölümü kurtuluş sayanlar. Kutsanmış iyi ve lanetlenmiş kötü arasında tercih yapamayanlar, silahın gücü, toplumun çaresizliği, sistemin özenle ezdiği gençler, orta yaşlılar, yaşlılar ve onları bu ezilmişliğe, yenilmişliğe hazırlayan medya.”

Masum ve içtenlik dolu bu öyküleri seveceğinizi umuyorum.

Ahmet ŞAHİNER

Gazeteci-Ressam

(Gölge, Hüseyin Bul, Başka Yerler Yayınları, Öykü)

REPLİKA YAYINCILIK

replikayayincilik@gmail.com

https://twitter.com/KalemaKitap

https://www.facebook.com/KalemaKitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom)

PUL MASALI / ŞİİR

Üvey annesi ve kardeşlerinden şiddet gördüğü için sekiz yaşında evinden kaçarak Elbistan’dan İstanbul’a gelen; bir süre sokak çocuğu olarak yaşayıp on yaşında Florya Çocuk ve Gençlik Merkezi’nde şiir yazmaya başlayan Orhan Yapıcı’dan bir ilk kitap: ‘Pul Masalı’... Umut Çocukları Derneği’nin ‘Sokak Kedisi’ dergisi çalışmalarına da katılan; halen Tarlabaşı Dayanışma Mutfağı’nın gönüllü üyelerinden biri olan genç şairin kendi yaşamından izler taşıyan ve gerçekte bir şiir masalına dönüşen ‘Pul Masalı’, öyle sanıyoruz ki farklı dize kurgusu ve şaşırtıcı imgeleriyle bütün şiirseverlerin dikkatini çekecek... Belki sokak da masaldır, şiir de... Kim bilebilir?

ÇOKLU YALNIZLIKLAR / ŞİİR

'Usuldan Bir Hüzün' ve 'Gözlerine Sakla Beni' adlı iki şiir kitabı; 'İnsanın Üşüdüğü Yer' adlı bir de öykü kitabı bulunan Cevat Turan’ın, albüm hediyeli üçüncü şiir kitabı 'Çoklu Yalnızlıklar' çıktı... Kasım 2013’te ilk kez İstanbul Kitap Fuarı’nda okuyucusuyla buluşan albüm hediyeli Çoklu Yalnızlıklar, “Aklının ve yüreğinin mahpushanesinde yaşamayanlara” ithaf ediliyor... Kitapta yer alan 21 şiirin Cevat Turan tarafından seslendirildiği albümün müziklerini, Bertan Coşar ve Bülent Cenkçi yaptı... Gelirleri Altı Nokta Körler Derneği’ne bağışlanan 'Çoklu Yalnızlıklar' kitabı ve albümü, tüm kitap ve müzik mağazalarında şiirseverleri bekliyor.

İstanbul Sonatı / Nükhet Eren

Roman, zamanda ileri-geri gidişlerle, anılarla ve alıntılarla beslenmiştir. Zamana ve mekâna tanıklık ön plandadır. Bu tanıklık, Hüsn-ü Aşk ve Kroyçer Sonat gibi önceki eserleri içine alan bir boyutu barındırır. Bazı örneklerin aksine bu roman, bir kadınla yola çıktığı için “bir kadın romanı”dır; ama aynı zamanda bir şehri anlattığı için de “bir şehrin romanı”dır. Burada sözkonusu olan, bir insanla bir şehrin iç içe geçmiş birlikteliğidir... info@ekolyayindanismanlik.com

Dünya Sineması Kitaplığı-6: Dünya Yönetmenlerinden Sinema Dersleri

Başka Yerler Yayınları'ndan "Dünya Sineması Kitaplığı" dizisinin 6'ncı kitabı: Dünya Yönetmenlerinden Sinema Dersleri... Sinemayı sadece film izlemek olarak görmeyenler için 21 farklı dünya yönetmeninin 21 farklı sinema anlayışını bir araya getirdik... Akira Kurosawa, Ingmar Bergman, Yusuf Şahin, Andrzej Wajda, Theodoros Angelopoulos, Andrey Tarkovski, François Truffaut, Fernando Solanas, Ken Loach, Bernardo Bertolucci, Krzysztof Kieslowski, Werner Herzog, Michael Haneke, Rainer Werner Fassbinder, Aleksandr Sokurov, Michel Khleifi, Zhang Yimou, Kim Ki-Duk, Wong Kar Wai, Cafer Penahi ve Chan-Wook Park...

Dünya Sineması Kitaplığı-5: Ortadoğu Sineması

Dünya Sineması Kitaplığı-4: Alman Sineması

Başka Yerler Yayınları'ndan "Dünya Sineması Kitaplığı" dizisinin 4'üncü kitabı: Alman Sineması... “Savaş sonrasında Alman sinemacılar Nazi döneminin kalıntılarını silmeye çalıştılar. Ancak bunu başarmak sanıldığından daha zordu. (…) 1950’ler kendini 60’lara bırakırken Alman sineması yeni bir düşmanla daha baş etmek zorunda kaldı: Televizyon. Artık beyaz perdenin büyüsü toplumu etkileyemiyordu.” (Tanıtımın tamamını kapak resmine tıklayarak okuyabilirsiniz.)

Dünya Sineması Kitaplığı-3: Latin Amerika Sineması

Başka Yerler Yayınları’ndan “Dünya Sineması Kitaplığı” dizisinin 3’üncü kitabı: Latin Amerika Sineması... Günümüz Latin sineması, sinema dili, görüntüleri, karakter örgüsü, müzikleri ve toplumsal duyarlılığı ile kendini kanıtlamış bir sinema... Uluslararası festivallerde önemli ödüller alarak, gişelerde büyük hâsılatlar yaparak dünya sinemasında kendine önemli bir yer edinen bu sinemanın, Arjantin, Brezilya, Meksika, Küba ve Şili’deki seyri, dizinin 3’üncü kitabı Latin Amerika Sineması’nda... (Tanıtımın tamamını kapak resmine tıklayarak okuyabilirsiniz.)

Değirmen Taşları / Tanju Sarı

Kül Öykü, Aykırı, Aylak, Öteki-siz, Şair Çıkmazı, Özgür Edebiyat gibi seçkin dergilerde yazan Tanju Sarı; öykülerinde, şehrin hülyalarının, açmazlarının, ironilerinin seyrini takip ediyor. Kimi zaman hayata mizahi bir bakış atan yazar, bakıp da görmediğimiz, duyup da fark etmediğimiz ufacık ayrıntıları usta işi cümlelerle öykülerine yansıtıyor... "Garip bir şekilde bu kadar çok devrimci olduğuna inanamıyordum. Âdeta yerin altından fırlamışlar ya da yıllarca panjurların apartman katlarında bu anı bekleyerek uzun yıllar geçirmişlerdi. Hiç ummadığım insanların tankların üstüne çıktığını ve zamanında benim attığım en keskin sloganlardan çok daha fazlasını bağırıp çağırarak halkı aralarına çekmeye çalıştıklarını gördüm." (Tanıtım sayfasına, kapak resmine tıklayarak bakabilirsiniz.)

Dünya Sineması Kitaplığı-2: Rus Sineması

Başka Yerler Yayınları’ndan “Dünya Sineması Kitaplığı” dizisinin 2’inci kitabı: Rus Sineması... “Sergei Eisenstein Potemkin Zırhlısı’nı çektiğinde artık sinema sanatı eskisi gibi olmayacaktı. Dziga Vertov’un Sine-göz kuramı ortaya çıktıktan sonra Sovyet Devrimi de kendi sinema kuramına kavuşmuş oldu. (...) Seksenlerin ortasına gelindiğinde; olabildiğince serbest bir dönem başlıyordu Sovyet sinemasında. O kadar serbestti ki kısa bir süre sonra ne filmleri denetleyecek bir kurum kaldı, ne de filmlerden korkan bir devlet... Sovyetler çöküyordu.” (Tanıtımın tamamını kapak resmine tıklayarak okuyabilirsiniz.)

Dünya Sineması Kitaplığı-1: Uzakdoğu Sineması

Bir Sürrealistin Kaleminden Aforizmalar / Tuna Ökten

Dünyada şu an saat kaç? *** Kalbi gözlere bağlayan görünmez bir köprü var. Bence bu köprüde yol alıyor insanın düşleri. *** Bu yüzyılın bulantısı internet bağlantısı. Antonio Roquentin’in yaratıcısı J. P. Sartre bugün yaşasaydı, böyle derdi. *** Acının sadık bir köpekten farkı şu, o sadece kendi sahibini ısırıyor. *** Ahmaklar, oklarını genellikle dehaların kalplerine fırlatırlar. Dehalar, ahmaklıklara... (Tanıtımın tamamını kapak resmine tıklayarak okuyabilirsiniz.)

Baklava Desenli Ev / Gürsel Ekmekçi

Derya Sayın'ın arka kapak yazısından: (...) müzikte asıl olan notalar ise edebiyatta da asıl olan harflerdir gibi bir his var içimizde... Gürsel Ekmekçi latin harflerini kullanarak büyü yapıyor... satırlar sular seller gibi akarken; anlattıkları, detayları, gözlemleri, hatıraları, analizleri kelebekler gibi kitap boyunca oradan oraya uçuyor... biz de yüzümüzde şık bir tebessümle bu güzel uçuşmaları seyrediyoruz... şimdi bu kitabı elinde tutan arkadaştan küçük bir ricamız olacak: ufak ufak kasaya doğru seyirtiyorsun ve kitabı alıyorsun... ‘baklava desenli ev’ler anlatılmaz, okunur... (Tanıtımın tamamını kapak resmine tıklayarak okuyabilirsiniz.)